Özgün Değer

 Araştırmanın dayandığı hipotez/ler açıkça ortaya konulmalı ve özgün değeri belirgin bir biçimde vurgulanmlıdır.  Önerilen yeni teknoloji, metot veya kuramın literatüre nasıl bir katkısı olacağı açıklanmalıdır.
Çocuk kitapları okul öncesi dönemden başlayarak dilsel becerilerin edinilmesi sürecinde çocuklara zenginleştirilmiş bir dil çevresi yaratan önemli değişkenlerden biri olarak değerlendirilebilir. Çocukların dil ve anlatımlarının gelişip zenginleşmesinde başarılı çocuk yazını ürünlerinin katkıları yadsınamaz (Sever, 2003). Ortaya koyulan proje çocuk yazını aracılığıyla çocukların anlam evrenini geliştirmeye yönelik sunulan materyalleri niceliksel ve niteliksel olarak değerlendirmek anlamında önemlidir.
Bugüne kadar ortaya koyulan derlem dilbilim çalışmaları Türkçe için önemli dilbilgisel çıktılarla karşımızda durmaktadır. Özellikle temel söz varlığını belirlemeye yönelik yürütüler çalışmalar oluşturulacak ‘Türk Çocuk Yazını Derlemi’ ile karşılaştırmalar yapma ve genel sözvarlığından ayrılan noktalarını belirleme olanağını araştırmacılara sunacaktır. Proje yürütücüsünün Türkiye Türkçesinin Yazın Dili’nde önadlar (http://derlem.mersin.edu.tr), belirteçler (http://sosyalbilimler.cukurova.edu.tr/tez/1082/bülent%20özkan) ve fiiller (http://fiiller.mersin.edu.tr) üzerine yürüttüğü çalışmalar bu anlamda çocuk yazınında var olan kullanımların karşılaştırmalı olarak nicelik ve niteliğinin belirlemesini sağlayacaktır.
Bu çerçevede dil öğretiminde önceliklerin belirlenmesi, hedef grup için sözlük oluşturma, okunabilirlik, yaşa uygunluk, sözcüksel çeşitlilik ve sözcüksel alan, sözcükbirimsel, sözdizimsel ve kavramsal örüntüler gibi ileri uygulamaların konu edinileceği bir çalışma olması açısından proje çıktıları literatürde önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Çalışma çevrimdışı (local) derlem uygulamalarına karşın çevrimiçi (web) bir platform üzerinden ve yazılım desteği ile ortaya koyulacağından yöntem olarak da özelde Türk Çocuk Yazını genelde ise derlem uygulamaları için Türkçenin işlenmesi açısından yeni yaklaşımları beraberinde getirecektir. Yazılım ve dilbilim uzmanlarının çalışmaya dahil edilecek olması projeyi disiplinler arası bir niteliğe kavuşturacaktır.
Öte yandan derlemde yer alacak çocuk yazını eserleri iç ve dış yapısal ögeler açısından [yazar adı, eser adı, yayınevi, yayın tarihi, ilk yayın tarihi, biçimsel nitelikleri (baskı niteliği, cilt niteliği, kapak), görsel nitelikleri (görsel sayısı, görsel türü, görselin metinsel niteliği, içerik-görsel uyumu, görsel-yazı düzeni), görsellerin hazırlanması (grafik tasarımcı), satır nitelikleri (sayfa satır sayısı, satır uzunluğu) vb.] değerlendirileceğinden ‘Türk Çocuk Yazını’nın sözü edilen nitelikler paralelinde bir topografyası çıkarılmış ve standartlaşma açısından ortaya koyulmuş olacaktır.
Bu çerçevede proje ile Türk Çocuk Yazını üzerine yürütülecek ileri düzey uygulamalar doğrultusunda alt araştırma soruları şunlardır:

    1. Türk Çocuk Yazını’nda dil öğretimi açısından öncelikli söz varlığı nasıldır?
    2. Türk Çocuk Yazını’nda eserlerin okunabilirlik düzeyleri nasıldır?
    3. Türk Çocuk Yazını’nda eserlerin yaşa uygunluk düzeyleri nasıldır?
    4. Türk Çocuk Yazını’nda sözcüksel çeşitlilik ve sözcüksel alan örüntüleri nasıldır?
    5. Türk Çocuk Yazını’nda biçimbirimsel, sözcükbirimsel, sözdizimsel yapılar nasıldır?
    6. Türk Çocuk Yazını iç ve dış yapısal ögeler açısından nasıldır?

Yukarıdaki alt araştırma sorularına bağlı olarak proje çıktılarının literatürde ‘Türk Çocuk Yazını’ üzerine yürütülmüş ayrıntılı bir çalışma olması nedeniyle önemli bir boşluğu doldurması öngürülmektedir. Öte yandan çevrimiçi (web) üzerinden araştırmacıların erişimine açılacak olan ‘Türk Çocuk Yazını Derlemi’nin başta Türkçenin eğitimi-öğretimi olmak üzere çocuk yazını araştırmacılarında önemli bir boşluğu doldurağı, konuyla ilgili araştırmalara ulasal ve uluslararası yayın yapmak adına büyük katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Projeyle bugüne kadar yapılmış çocuk yazını ile ilgili belirli boyutları kapsayan çalışmaların ötesine geçilerek çocuk yazını araştırmalarında yapılabileceklerin üst sınırı bilimsel açıdan ele alınmış olacaktır.
Tüm bu nitelikler bakımında önerilen proje bir ilk olma özelliği taşamaktadır.